İnsan, hayatı boyunca attığı her adımda kendisi için en iyi olanı tercih eder. Gittiği okul, yaptığı meslek, ilişki kurduğu insanlar ve bütün süreçlerde aynı amaç vardır. Kendini iyi hissetmek…
Peki insan nasıl kendini iyi hisseder? İyi hislerin nedeni elde edilenler midir yoksa elde etme sebepleri mi?
İnsanları bir sürece ikna eden şeyler gerekçelerdir. Çalışmak, araba almak, okula gitmek, evlenmek gibi bütün süreçlerde göz önünde bulunan kısım elde etmek gibi gözükse de insan aslında sebepleri sever. Bir kişi ya da eylemden ziyade onların ifade ettiği anlam insanlar için önemlidir. Sebeplerin ardında iki farklı gerekçe görülmektedir. Bunlardan biri somut nedenlerdir. Ekonomik olarak güçlenmek, unvan sahibi olmak, dış görünüş özelliklerinde farklılık oluşturmak bunlardan bazılarıdır. Bu gibi nedenlere bakıldığında görülmektedir ki etkisi geçici ve hissettirdikleri beklentilerin altındadır. Bunun yanı sıra ulaşılan her somut neden o konuda daha fazla eksiklik hissettirerek başka alanlara yönelime neden olur. Ancak somutlukta tatmin hissi az olacağı için diğer alanlardaki sebeplerde somut olacaktır.
İnsanı hareket ettiren bir diğer gerekçeler ise soyut sebeplerdir. Soyut sebepler insanların içinde bulundukları sürece olan ilgilerinin artmasına neden olur. Etkisi çok ve kalıcı olduğu için hemen harekete geçmek gerekir. İlk adımın atılmasını sağlayan ise insanın o şeye ilgi duyuyor olmasıdır. Hamlenin “nedenine” bir cevap bulan, bu defa “nasılı” merak etmeye başlar. Hedefin soyutluğuyla, nasılın büyüklüğü arasında paralel bir ilişki vardır. Nasıl sorusunun her cevabıyla merak ettiklerimizi bir miktar hayatımıza alırız. Bu bir miktarın etkisini gördüğümüz boyutta nasıl sorusu derinleşmeye başlar. Bu durumla birlikte konsantre artar. Çünkü soyut… Çünkü etkisi herhangi bir somutlukla kıyaslanamayacak kadar çok güçlü. Anlık değil, sürekli… Ve insan bir soyuta temas edince, bir sorusu cevap bulunca yeni sorular, yeni sebepler oluşturur. Çünkü insan sevdiği şeyi merak eder. Merak ederse araştırır, çabalar ve ulaşmak ister. Kafasındaki soru işaretlerini giderdikçe merakın azalması gerekirken tam aksi olur. Her cevaplarla yeni sorular oluşur. Merak etme yoğunluğu artar. İnsanların cevaplara ulaştıkça yaşadığı tatmin hissi konsantrasyonlarını da artırır. Ulaşılan her sonuç bir sonraki adım için daha büyük bir neden haline gelir.
Doktor olmak isteyen iki kişi düşünülsün. Bunlardan birinin nedeni çok para kazanmak ve unvan sahibi olmak iken diğerinin nedeni insanların hastalığını tedavi etmek olsun. İlk sebep somuttur. Eğer o kişi çok para kazanacağı başka bir iş olursa rahatça doktorluğu bırakıp o işe kayabilir. Doktorluğa olan ilgisi para üzerine olduğu için para kazanma yöntemi değiştiğinde ilgisi de azalır. İkinci sebep ise soyut ve çok daha güçlüdür. Bu kişi bir kişinin tedavi olduğunda ulaştığı refahı gördüğünde mesleğine olan ilgisi artar. Daha farklı hastalıkları ve tedavi yöntemlerini de merak etmeye başlar.
Aynı durum ilişkiler içinde geçerlidir. Sadece dış görünüş ya da maddi imkanlar sebebiyle oluşturulan birliktelikler, bu durumlar değişince dağılmaya başlar. Birlikte olmanın altındaki amaç ancak soyut olursa birliktelikler kalıcı ve uzun ömürlü olur.
Bu nedenle içinde bulunulan tüm süreçlerde algıyı artıracak olan sebeplerin soyutluğudur. Soyut bir sebep oluşturup onu çok sevmeniz ümidiyle…