Leyla Saraybosna’da yaşayan genç ve güzel bir kızdı. Ailesi tarımla uğraşıyordu. Leyla da aile içerisinde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirir, ailesine destek olurdu. Yeri gelir tarla işlerine yardım eder, yeri gelir evdeki işleri yapardı. Doğup büyüdüğü dönemi ailesiyle birlikte geçirmiş ve onlarla beraber çalışmıştı. Bu nedenle ailesine çok düşkündü. Tabi anne ve babasından gördüğü sevgi de bu düşkünlüğün diğer sebebiydi. Tam gençlik yıllarının zirvelerinde güzel bir kız olan Leyla, bir adama aşık olmuştu ve evlenme kararı vermişti. Evlendiler ve eşinin yaşadığı şehirde, onun ailesiyle birlikte yaşamaya başladılar. Leyla artık Saraybosna’ da değildi...
Leyla’nın eşi Sacit de çalışmak için okulu bırakmak zorunda kalmış, ailesine destek olmuştu.. Leyla’nın ve Sacit’in ailelerine düşkünlüğü evliliklerinden sonra da devam etti. Leyla her yaz yine ailesine yardım için Saraybosna’ya gitmek istiyordu.. Sacit de evli olmasına rağmen eşinden ziyade kendi ailesini ön planda tutuyordu.
Evliliğinin üçüncü yıllarında ayrı eve çıkmışlardı. Ancak Sacit yine her akşam annesinin evine gitmek istiyordu. Tabi Leyla da Saraybosna’ya… Leyla sürekli eşinin ona olan ilgisizliğinden şikayetçiydi. Aynı evde yaşamalarına rağmen iletişim kurmakta sıkıntı yaşayan iki yabancı gibiydiler, sürekli tartışıyorlardı. Ve en sonunda problemlerini çözemeyip boşandılar…
İnsanların doğduğu andan itibaren belirli ihtiyaçları vardır. Ancak yaş ilerledikçe bu ihtiyaçlar değişmeye başlar. Kişiler için önemli olan; bulunduğu zaman diliminde kendisine fayda sağlayan, ihtiyacını karşılayan insanlardır. Yani kişinin ihtiyaçları değişince o ihtiyacı karşılayan insanlara verdiği tepkilerde değişir. Şöyle örneklendirecek olursak; bir bebek için anne sütü hayatidir. Yokluğunda zarar görür. Bu nedenle süte ulaşımını sağlayan anne çok önemlidir. Ancak 1 yaşında hayati önem arz eden anne sütü 18 yaşında çok gerekli değildir. Annenin önemi de 1. yaşa kıyasla değişime uğramıştır. Daha az ihtiyaç duyulan olmuştur.
18 yaşındaki bir insanın ihtiyaçları da 1 yaşla aynı değildir. Sevmek, sevilmek ister. Yaş daha da ilerleyince neslini devam ettirmek ister. Bu istek doğrultusunda da evlilik bir ihtiyaç haline gelir. Bu sebeple evlenilen kişi, ihtiyaç karşılayan, yokluğunda eksik hissedilen kişi olmalıdır. Çünkü sevmek bunu dillendirmek değil, karşıdaki insana fayda vermek, ihtiyacını karşılayabilmektir. Evlenecek kişi, evliliğin bilincinde olup tüm sorumlulukları göze alarak bu kararı vermelidir. Evlilik sonrasında ortaya koyduğu davranışlar bu karara uyumlu olmalıdır. 1 yaşında anne neden önemlidir ? çünkü ihtiyaç karşılar. Peki 25 yaşında evlenilen insan neden önemli olmalıdır? Cevap aynı… karşısındaki insanın eksikliğini tamamlayabilmek için…
İnsanın öncelikleri, dönemsel ihtiyaçlarına paralel olarak değişim gösterir. Anne-baba 3 yaşında önemliydi. Ancak 25 yaşında olup, evlenen bir insan için eşi daha önemli olmalıydı… Çünkü evlilikten sonra öncelik değişmeli, iki insan oluşturduğu birlikteliğe uyumlu hamle yapmalıydı.
Aile olmak ; kişilerin bireysel olarak üzerine düşeni yapıp aynı amaç uğruna bir takım olabilmesidir. Leyla ve Sacit bir karar verdiler. Ancak bu kararın gerektirdiği hamleleri yapamadılar. Önemli olan Sacitti, önemli olan Leylaydı… Bu nedenle önceliklerinde birbirleri olması gerekirdi. Kişiler bulunduğu süreçlere uyumlu davranışlar sergilemezlerse maalesef bu süreçler olumsuzlukla tamamlanır. Yani hayatını birleştiren iki insan; birbirleri için önemli olamadıysa, amaçları birleşmediyse ayakta kalmaları çok uzun sürmez.
Kişi içinde bulunduğu sürece; isteklere veya geleneklerine göre değil gerçeğe uygun reaksiyon göstermelidir. Varlığında fayda gördüğü, yokluğunda acı çektiği süreçlere hak ettiği karşılığı vermelidir. Önemli zannettiklerimize değil, gerçekten önemli olanlara hak ettiği bedeli ödememiz ümidiyle…